charehjale

وبلاگ-کد لوگو و بنر
نماد ادیان با ریشه ترکی

نماد ادیان با ریشه ترکی

یازار : " تؤرک دیلینی اؤیره نین، چونکو اونلارین حاکمیتی چوخ اوزون سؤره جکدیر." پیامبر اکرم

+0 چره جلی

منشا ترکی باستان سمبل ادیان

نماد ادیان با ریشه ترکی

ماه و ستاره ، صلیب و صلیب شکسته  و ستاره داود

http://s3.picofile.com/file/7971572468/15tamgalar2.jpg


اقوام پروترک به عنوان ملتی که در گستره وسیعی از کره زمین ساکن بودند تاثیر فراوانی بر فرهنگ ها و مردم جهان گذاشته اند.وجود اقوام پروترک اتروسک در اروپا و اقوام پروترک آزتک در آمریکا و اقوام پروترکی مثل سومریان ، ماننا و... در آسیا نشان دهنده  این تاثیر عمیق می باشد.
از جمله تاثیر های ترکان باستان بر فرهنگ ها را میتوان در نماد ادیان جستجو کرد.با بررسی این نماد ها به ریشه انها در طمغاهای ترکان باستان می رسیم.
الفبای ترکان باستان که اولین اشکال آنها را در 30000 سال پیش یافت شده اند رو میتوان اولین الفبای رونی جهان نامید.این الفبا شامل اجزایی بوده که به طمغا-ایم یا سیمگه- مشهور بودند.این طمغاها علاوه بر شکل صوتی دارای مفهومی نمادین نیز بوده اند.
در بررسی نماد های ادیان متوجه می شویم که این نماد ها با همان مفهوم طمغاهای ترکان باستان بکار رفته اند.
در ادامه  به بررسی این نماد ها و اشکال طمغاهای ترکان باستان می پردازیم.

http://s1.picofile.com/file/7971572040/15tamgalar.jpg


AY YILDIZ

ماه و ستاره از نماد های ترکان

ماه و ستاره در تاریخ ترکان

تصویر سکه 15000 ساله ماه و ستاره دار مربوط به کؤک تورک ها Kök Türk
http://s1.picofile.com/file/7971574622/Gktrk_Trge_Paras.jpg

نماد ماه و ستاره در اهرام ترکان در ترکستان شرقی -مقبره اوغوزخاقان

http://s3.picofile.com/file/7971575913/toro_12_32_23_.jpg

بررسی نماد های ماه وستاره و خورشید و عقاب در ترکان باستان
NSANLAR UĞRAŞTIKLARI İŞLERİ VE BİRLİKTE OLDUKLARI VARLIKLARI KENDİLERİNE TAMGA OLARAK GÖSTERMİŞLERDİR
AY YILDIZ TAMGASI OLAN MİLLETLERİN’DE GÖK BİLİMİ İLE UĞRAŞTIKLARI VE AY YILDIZ TAMGASI KULLANDIKLARI GÖRÜLMEKTEDİR
TÜRK MİLLETLERİNDE’Kİ BU “AY YILDIZ TAMGASI TÜRK MİLLETLERİNİN ANTİK ÇAĞDAN BU YANA GÖK BİLİMİ İLE UĞRAŞAN BİR MİLLET OLDUĞUNU GÖSTERMEKTEDİR”
Ay Yıldız tamgası özellikle Kutuplarda yaşayan insanların yaşam şeklinde vardır; çünkü Kutup İnsanları diğer Dünya İnsanları gibi her gün gece ve gündüzle karşılaşmazlar, kutuplarda kış mevsiminde güneş hiç görünmez sadece ay ve yıldızlarla geçen bir kış mevsimi yaşanır; kutuplarda “ay kış mevsiminde güneş görevini yüklenir”
.
BİLİM TEKNOLOJİ TARİHİ
.
GÖK BİLİMİ ÇALIŞMALARINDAKİ “TAMGALARIN DİLİ”
.
AY
-Geceleri Güneş’in olmadığı zamanlarda Güneş ışığını ayna gibi yansıtarak Dünya’yı aydınlatan uydu.
AY  İNSANLARIN ANATOMİK-DOĞAL YAPISINDAKİ YAŞAM PERİYODU-TEKRARI  ; AY TAKVİMİ
AY TAKVİMİ Türklerin antik tarihten bu yana kullandığı bir takvimdir.
Müslümanlar AY TAKVİMİ kullanırlar.
.
YILDIZ
-Güneş ışığının olmadığı zamanlarda (gece) görülen ışık saçan Uzay varlıkları.
.
GÜNEŞ
Gündüzleri enerjisiyle Dünya’yı yükleyip dünyadaki yaşama enerji veren enerji topu.
.
KARTAL
-Dünyan’ın her yerinde yaşayan havadaki en güçü hayvan ;   KARTAL ve KANATLARI-GÖKLERDEKİ HAKİMİYET- GÜÇ GÖSTERGESİ OLARAK TARİHTEKİ TÜRK TAMGASI
.
.
İNSANLAR TARİH BOYUNCA DÜNYANIN DÖNÜŞÜ VE MEVSİMLERİ İNCELEMİŞLER VE GÖK BİLİMİYLE UĞRAŞIP TAKVİM OLUŞTURMUŞLAR
TÜRKLERİN GÖK BİLİMİ İLE İLGİLİ SOSYAL YAŞAMLARINDA KULLANDIKLARI İFADE VE TAMGALAR
AY
YILDIZ
KARTAL
GÜNEŞ
.
.
BU YAPTIKLARI ÇALIŞMALAR BİR ÇOK ANTİK YAŞAM BELGELERİNDE GÖRÜLMEKTEDİR
.
BAYRAKLARDA
AY TAMGALI BAYRAKLARDAN ÖRNEKLER
AY YILDIZLI BAYRAKLARDAN ÖRNEKLER- RESMİ TIKLAYIP TAM SAYFA YAPABİLİRSİNİZ
Türk dünyasındaki bayraklarda ay yıldız tamgasını kullanan Türk toplumları
.
TAKVİMLERDE
Bu takvim bir kuzey milleti olan Sami lere aittir ve mevsimleri gösterirken kış mevsiminde sadece Ay ve Yıldız vardır
KUTUPLARDA GÜNDÜZ VE AY






Altı Köşeli Yıldız, Hexagram, Muhr-u Suleyman, Davut Yıldızı

ستاره داوود - مهر سلیمان - ستاره شش گوشه نمادی ترکی باستانی

ریشه ترکی ستاره داود

مهر سلیمان طمغای ائد ED tamgası  ترکی باستان

http://s4.picofile.com/file/7971576341/yilan.jpg


ED tamgası Ön-Türkçe’de “ Var Etme, yaratma” anlamına gelir. KÜN-EKİ ( GÜN-AY, Güneş ve Ay ) sembolü içiçe, tersyüz iki üçgendir. Altı köşeli yıldız ( Hexagram ) olarak da bilinir.Bu şekli İdil-Oral ve Alplerde Kamunlar vadisinde, şu şekillerde görürüz.

ریشه کلمه ائدین ار EDİN-ER ترکی سومری -به معنی خدا- در ترکی باستان 

EDİN-ER, EDİN-İR, DİNGİR, TENGİR, TENGRİ, TENRİ ve TANRI değişiminden geçmiştir. EDİN-ER, Sümercede TANRI demekti. Sonraki bin yıllarda DİNGİR de aynı anlamda kullanılmıştır.

http://s2.picofile.com/file/7971575478/sf88f.jpg


EDİS kelimesi, M.Ö.3000’lerde Ege bölgemize ve Yunanistan’da varlık gösteren ve Ön-Türk olan Pelasglar’da Tanrı anlamına gelirdi. I O = ED IS ONG = Yaratma Başarısı = Yaratan demekti.

Ön-Türkçe’de UÇU-EKİ tanımlanır. “Gök İkilisi” anlamına gelir. M.Ö.3000 yıllarında Ortadoğu’ya indiği sanılmaktadır. Aslı bilinmediği fakat kutsal sayıldığı için İslamiyet’te Mühr-ü Süleyman, Yahudilik ve Hıristiyanlık’ta Davud’un Yıldızı ( Star of David ) olarak bilinir. Selçuk ve Osmanlı sanatında, çiniler, tabaklar, sahan ve siniler üzerinde, tahta ve tavan süsleri arasında çok sık kullanılmıştır..

MÜHR-Ü SÜLEYMAN, Yüce ALLAH’ın CELÂL ve CEMÂL sıfatlarını sembolize eder. Bu yüzden Gök ikilisi, yani iki ilahi vasıf açıklaması son derece yerindedir. Kur’an’da anlatıldığına göre, Hz. Süleyman bu MÜHÜR’ü yüzüğünde taşırmış. O yüzüğe sahip olduğu sürece de kuşların, Karıncaların dilini anlar, cinlere hükmedermiş. Bir gün cinlerden biri bu yüzüğü çalmış, SÜLEYMAN da bu kudretini kaybetmiş.

Altı köşeli yıldız, bugün dünyada İsrail bayrağı ve Yahudi sembolü diye bilinmektedir. Yahudiler’in altı köşeli yıldız’ı kendilerine sembol ve bayrak yapmaları, Musevi Hazar Türkleri’nden dolayıdır. Bilindiği gibi Dünya Musevilerinin yarısından çoğunu Hazar Türkleri’nin soyundan gelenler oluşturmaktadır. (Bakınız: Arthur Kostler, 13. Kabile, Ansiclopedia Judaica) İsrail bayrağına mavi renkte işlenmesinin sebebi de, mavi rengin hemen hemen bütün Türk boylarında Tanrı’ya işaret etmesidir ( Gök rengi ).

İstanbul'daki yüzlerce yıllık tarihe sahip pek çok caminin tavan, duvar ve cam süslemelerinde de Mühr-ü Süleyman deseni bulunmaktadır. Mühr-ü Süleyman, metal, ahşap, mimari, dokuma gibi pek çok dalda nakış amaçlı kullanılmıştır. Taş, ağaç, cam, kağıt vb. satıhlarda merkezî motif niyetine kullanılmıştır. Osmanlılar'da ise başta hamam kubbe delikleri olmak üzere mezar taşları, cami tezyinatları, padişah gömlekleri, sancaklar, anıtlar ve kemer kilit taşlarıyla çini, seramik gibi mimariyi ilgilendiren hususlarda, mutfak eşyalarında, çeşmelerde, sebillerde, giyim eşyaları ve takılarda kullanılmıştır.

http://s2.picofile.com/file/7971574408/gelibolu_revan_erivan_800x606.jpg

Aslında altı köşeli yıldız, Yahudiler'den ve İsrail Devleti’nden çok önce, bizde Anadolu’da kullanılmıştır. Anadolu Selçukluları, Artukoğulları ve İlhanlılar'ın eserlerinde bilhassa kubbelerin kilit taşlarında sık rastlanır.

Antalya ve çevresine yerleşen Teke Türkmenleri'nden dolayı bu bölgenin adı Teke Sancağı olarak isimlendirilmiş ve 14 Mayıs 1373'te Teke Beyi Mehmet Bey, Antalya burçlarına beyaz zemin üzerine kırmızı altı köşeli yıldız ve uçlarında Müslüman Türk'leri de betimleyen altı adet hilal ekleyerek ve bayrak ucunda kutsallığı ve göksel ışığı betimleyen çift şerit eklenmiş Hazar Bayrağı'nı asmıştır.





 Turkic Origin of Christian cross

منشا ترکی صلیب مسیحیان 

صلیب طمغای اوز OZ ترکان باستان

http://s1.picofile.com/file/7971572896/262464_255833947767890_2485765_n.jpg

http://s4.picofile.com/file/7971575371/PreTurk_Cross_007069_00_07_18_.jpg



Hristiyanlığın Oluşumunda TÜRK Kültürünün Etkisi.

Çok garip bir milletiz vesselam..

Aşağılık kompleksi öylesine işlemiş ki içimize. Ne zaman kendimizle ilgili dünyada yankı uyandıracak bir şeyler ortaya atılsa “Hadi canım sende..” sözcükleri havada uçuşur her türlü bilimsellikten uızak alayvari sözlerle söyleyeni de araştıranı da bin pişman ederler.

Türk’ün yeniden tarih sahnesine çıkmasından korkan emperyal güçlerin tam da istediği Türk tipidir bu.

Şimdi bakın biz bir tez ortaya attık. Bu tezimiz, Kırgızistan, Türkiye ve Kıbrıs’ta çeşitli yayın organlarında yayınlandı. Biz bu tezimizde Hıristiyan itikadının, Devlet gücü ile oluşturulmaya çalışıldığı miladi 4 ve 5 yy. da, Avrupa’yı kasıp kavuran ve her açıdan Batıyı etkileyen Hunlar ve diğer Türk Halklarından büyük oranda etkilendiğini iddia ettik.

“Bu gün Hıristiyanlığın sembolü olan Haç’tan tutunda Noel Babaya ve hatta Kilise kavramına kadar bir çok kurum ve dini ritüel Türklerden Avrupa’ya geçti.…” deyip bunları ilmi gerekçelerle açıklamaya çalıştığımızda toplumumuzun derinliklerine sinmiş o lanet aşağılık kompleksi derhal ayağa kalktı ve haklı haksız bir sürü eleştiriye maruz kaldık.

Türk toplumuna aşağılık kompleksi yaymakla görevli, kafataslarını müflis batı felsefesi ile asfaltlamış yarı aydın kesim, bizim bu tezimizi acizlikten kaynaklanan alayvari bir tepki ile karşılarken. İslam öncesi dönemi “Putperest Küfür Dönemi” diye niteleyen ve ret eden “Bağnaz-Dinci kesim ise “ Ne yani şimdi Noel Baba Türk’tü diye biz de şimdi Hıristiyanlar gibi Noeli mi kutlayalım. Siz kime hizmet ediyorsunuz?” gibi yorumlar yağdırmıştır.

http://s4.picofile.com/file/7998230321/431970_10151412750507951_96560761_n.jpg

Ben bu tezi ortaya attığımda bu tür tepkilerle karşılaşacağımı gayet iyi biliyordum.

Ben bir Kültür Tarihçisi olarak iddia ediyor ve daha ileri, giderek diyorum ki; “Orta Asya, Sibirya ve Doğu Türkistan’da ki yer altında yatan kayıp kültür hazinelerimiz ve depolarda çürümeye terk edilmiş milyonlarca belge ve kaynaklarımız araştırılıp ortaya çıkarılsa bırakın Türk tarihini dünya tarihini yeniden yazmak gerekecektir.

Yaptığım her araştırmada bulduğum, her kaynakta ecdadımızın büyüklüğünü bir kez daha görüyor ve beni bir Türk olarak yarattığı için yaratana binlerce şükranlarımı sunuyorum.

“Ecdat” derken sadece İslami dönemi değil binlerce yıllık geçmişimizi kast ediyorum.

Bir gün binlerce yıl önce, dünyada ilk defa “demir ve ağaç” işleyen atalarımızın, nasıl bir devrim gerçekleştirdiğini anlatsam şaşar kalırsınız. Doğrudur.. Uzay çağını yakalamış ve görmüş bir nesle binlerce yıl önce tekerleği bulmanın nasıl bir teknolojik devrim olduğunu anlatmak zordur. Ama geçmişimiz “Savaşçı-Göçebe” olarak kabul eden insanımızı, içine düşürüldüğü aşağılık kompleksinden kurtarmanın da başka yolunun olduğunu sanmıyorum.

Geçelim;

Biz Kırgızistan’da yapılan o röportajda ne demiştik?

“Başta ünlü Rus araştırmacılar Okladinikov ve Rudenko olmak üzere bir çok ilim adamı siyasi baskılar nedeni ile adına “Türk” demeseler de Türk Kültür tarihi üzerine çok ciddi araştırmalar yaptılar. Bu araştırmalardan yola çıktığımızda, yalnızca “Noel Baba “ inancının değil, bu gün Hıristiyanlara ait kabul edilen pek çok dini ritüel ve inancın Türkler tarafından batıya armağan edildiğini görüyoruz.. Mesela bakınız eski çağlardan itibaren çam ağacı Türklerde kutsal ağaç sayılmıştır. Bu durum, Sibirya’da yaşayan diğer halklar için de aynı olmuştur. Bu ağaç evin içine sokulmuş, ağacın etrafında Şamanlar ayin yapmış ve kötü ruhları evlerden kovmuştur. Bu ritüel, Sibirya’da Şamanist diye adlandırılan gayri müslim Türk Halklarında hala yaygın olan bir ritüeldir. Hıristiyanlıkta çam ağacı, geyik, Noel Baba ve Hediyeler önemli yer tutar. Bu kavram ve sembollerin tamamı eski Türk Kültüründen alınmadır.”

Anlatmama müsaade buyurun: Bakınız, eski Türk Kültüründe “ÜLGEN” diye uhrevi bir varlık kavramı vardır. Ülgen, Tanrısal bir varlıktır. İyiliğin sembolüdür. Onun karşısında ki şeytani varlık ise “ERLİK”tir..Eski Türk efsanelerine göre, pahalı kaftan giymiş ihtiyar Ulgen, evin çatısına kadar yükselen muazzam çam ağacının bittiği bölgede bulunmaktadır.

Eski Türk efsaneleri Ulgen’le ilgili bir çok şeyleri koruyarak günümüze kadar ulaştırmıştır. O,tüm mevsimlerde bembeyaz uzun sakalı ve kaftanı ile dolaşır. İyi ruhların başı olan Ulgen altın köşkte oturarak güneşi ve ayı yönetir.

Gece ile gündüz arasında uzun ve çekişmeli mücadeleden sonra, gündüzün galip gelip güneşin eskisinden daha fazla yeryüzünü aydınlattığı gün olan 25 Aralık’ta eski Türkler, Gök Tanrıya dua ederlerdi. Avrupa’ya giden Hunlar da 25 Aralık tarihini bayram olarak kutluyordu. Türklerin bu milli bayramı daha sonra Batı Kültürüne geçti ve daha sonra da Hıristiyanlaştı.

Netice itibari ile 25 Aralık’ta Türkler, Ülgen’i beklerlerdi. Geyiğe binmiş Ülgen evin bacasından içeri girecek ve çam ağacına hediyeler koyacaktı. İşte Avrupa’nın Noel Baba dediği kişi aslında Ülgen Ata’nın Hıristiyanlaşmış versiyonudur..

Şimdi bakın Hıristiyanlar, 25 Aralık’ta Noeli kutuluyorlar. Oysa 25 Aralık tarihinin Hıristiyanlıkta hiçbir kutsallığı yoktur. Hz. İsa’nın doğum yılı bile belli değildir. Kaldı ki günü için 25 Aralık’tan 6 Ocak tarihine kadar bir sürü tarih ileri sürülülür.. Peki, 25 Aralık nereden çıktı?

Şimdi Noel Baba olarak resmedilen kişiyi bir gözünüzde canlandırın. Uzun kaftanı, ayağında çizmesi ve başında börkü olan Noel Baba’nın üzerindeki hangi giysinin Avrupa ile ilgisi vardır. Kaftan, Börk ve Çizmenin Batı kültüründe ne işi var. O dönemlerde Avrupa erkekleri etekli elbise giyiyordu. Ayaklarında ise sandalet vardı. Pantolon da Türk Kültürünün Batıya armağanıdır. Atı ehlileştiren Türkler, ona binecek en uygun kıyafet olarak pantolonu icat ettiler. Milattan yüzlerce yıl önce ecdadımızın çizdiği bütün kaya resimlerinde Türkler, pantolonlu olarak resmedilmiştir.

Bize “Hıristiyanlık üzerinde başka ne gibi etkilerimiz var?” diye bir soru yöneltildiğinde ise şunları söyledik;

“Bakınız 4.yy a kadar Hıristiyanlığa ait dini ritüel ve hatta inanç diyebileceğimiz ciddi bir olgu yok. Açın İncilin tek bir satırında dahi Haç -İstavroz çıkarmak ritüeli yoktur. Ayin yapılan yer veya Kilise kavramı da yoktur Hıristiyanlığın kutsal kitabında. Hatta daha ileri giderek söyleyeyim 5.yy ın sonlarına kadar bir Hıristiyan akaidinden, inanç esasından dahi bahsetmek mümkün değildir. Şimdi size bir komediyi anlatayım. 325 yılında Ekümenik Konsey toplantısında da İmparator Konstantin, İsa Mesihi Tanrı ile eşit tutmayı emretti. 451 yılında ise Halkidos Konseyi ikii inancı ret ederek ona birde kutsal ruhu ekledi ve böylece “Teslis” inancı oluştu. Oysa 268 yılında Antiohiy Konseyi bu tip tartışmaların dinden sapma olduğunu söyleyerek ret etmişti.

İşte Hıristiyanlığın siyasetinde etkisi ile bir din haline geldiği o dönem, Atilla ile birlikte Türklerin Avrupa’yı kasıp kavurduğu dönemdir.. Avrupalılar kendilerini istila eden bu güçlü Türk Kültüründen öylesine etkilenmiş ve onları öylesine taklit etmişlerdir ki bilahare onlardan aldıkları bu şeyler, hayatlarının ve dinlerinin vazgeçilmez unsuru haline gelmiştir. Öyleki bu inanaç ve sembolleri nereden aldıklarını sorgulamamışlardır bile. Mesela bu gün HAÇ, Hıristiyanlığın en temel sembolüdür. Oysa Haç, Hıristiyanlıktan yüzlerce ve hatta binlerce yıl önce Türk coğrafyasında, Altaylar’da Sibirya’da bir sembol olarak kullanılıyordu. Bu gün dahi milattan yüzlerce yıl öncesine ait pek çok mezar ve kurganın üzerinde “Haç” sembolü bulunuyor. Atilla, Avrupa’ya gelirken onun bayraklarından birisi de Haçlı bir bayrak idi. “Eş Kenarlı Haç” Türklerin KEREY boyunun sembolüydü. Atilla da bu boydandı. Ünlü Rus araştırmacı Okladinikov’a göre Haç işaretli bayraklar Türklerde Milattan biraz önce kullanılmaya başlamıştır.

Ve o röportajımızı şu sözlerle bağlamıştık;

“Bizim bu tezlerimize itiraz edenler, Türklerle karşılaşıncaya kadar niçin Avrupa’da ve Hıristiyan dünyasında Noel Baba, Çam Ağacı, Haç, Kilise, vs. gibi kelime ve kavramların kullanılmadığını ve niçin Türklerle karşılaşıldıktan sonra kullanılmaya başlandığını da açıklamak zorundadırlar”

Ben umutluyum. Aşağılık kompleksi içerisinde debelenen halkımızı özellikle gençliğimizi zengin tarihimizle buluşturup, onlarda “KÖKÜ MAZİDE OLAN GELECEK” idealinin oluşmasını sağlayacağız.

لینک کلیب کامل منشا ترکی باستان صلیب

http://www.aparat.com/v/1mcwQ




 Gamalı Haç, Svastika, OQ damgası ve Ön-Türkler

صلیب شکسته نمادی ترکی باستانی

ریشه باستانی ترکی صلیب شکسته

صلیب شکسته طمغای اوق OQ damgası ترکان باستان

http://s2.picofile.com/file/7971575050/PreTurk_Cross_004824_00_08_01_.jpg

OQ Türkleri, OQ damgasıyla temsil edilirlerdi. Geçmişte kullanılan bu işaret günümüze kadar halı, kilim ve taşa uygulanmış biçimde süregelmiştir. OQ Türkleri zamanla Hıristiyanlığı benimseyince bu OQ damgalarını kullanmaya devam etmişlerdir. Ön-Türklerin de kullandığı OQ damgası yönetim, savaşçı manalarına da gelmektedir. Ok ucu, ok bayrağı demek olan OQ kelimesi, Latincede kroçe (croce) şekline dönüşerek haç anlamında kullanılmıştır. Ayrıca OZ, damgasını göç ettikleri yeni mekânlarına da taşımışlardır. OZ damgası, Gamalı Haç, Svastika olarak da bilinmektedir. Bu damga Ön-Türkler'de OZ'laşarak tanrıya erişmeyi temsil eder.

http://s2.picofile.com/file/7971573010/361036536_7c8dd38d0c.jpg


Orta asya medeniyet abidelerinin üzerinde bulunan çok sayıda kaya resmi, işaret ve damga yüzyıllardan günümüze ulaşmıştır. Bunlardan en gizemli ve ve en çok kullanılan işaretlerden biri de "OZ" damgasıdır.


Ön-Türklerde kullanılan "OZ" diye okunan damganın nerede, ne zaman ortaya çıktığı tam olarak bilinmese de çoğunlukla "svastika" olara isimlendirilmiştir. Svastika, Hintçe bir kelime olup, "Si" yada "su" (iyi) ve "as" (olmak) eklerinden oluşmaktadır. Bu şekliyle kelime, "mutluluk" ve "hayal" anlamına gelir.


Bu damga Ön-Türk göçleriyle Hindistan'a gitmiş, Nazilerin Hint/Cerman ırkı teorilerinin amblemi olarak ortaya çıkmıştır. Ön-Türklerde "OZ" laşarak Tanrıya erişmeyi temsil eden bu damga, Nazilerde insanlık suçu timsali olarak kullanılmıştır.

صلیب شکسته در کتیبه های ترکی آسیای میانه

http://s4.picofile.com/file/7998231177/giritli013332.jpg

"OZ Damgası" öbür dünyaya geçerek orada şekil değiştirerek ( metamorfoz ) yeniden oluşum şeklindeki düşünceyi kapsar. Mevlevi ve Bektaşilerde, insanların grup halinde eksenleri etrafında dönerek "göğe" yükselme inancı yaygındır. 



به علت گستردگی نماد ها و طمغاهای ترکی تنها به تصویر یکی دیگر از این نماد ها اکتفا میکنیم.

برخی نماد های مقدس با ریشه پروترک

http://s4.picofile.com/file/7998233545/samsun_onturk_tamgalari_8.jpg

نماد پرچم کره و شکل طمغاهای ترکی

http://s1.picofile.com/file/7971573545/Bulgaristan_Trkiye_Azerbaycan_Kore_ORTAK_TAMGASI_800x363.jpg

  • [ ]

  • دریافت کد فیدخوان